16 Ocak 2013 Çarşamba

Ölüm Defteri Benim Elimde

Anime severlerimiz bilir 'Ölüm Defteri'nin yada diğer adıyla 'Death Note'ın ne demek olduğunu.
Yazıma nerden başlayacağımı tam olarak karar veremedim ama aklım anime bölümlerinde,elimde klavyede dökeceğiz artık buraya birkaç cümle (!) 


Death Note'ı izlemeden önce ne yalan söyliyeyim biraz ön yargılıydım çünkü animenin mangasını önceden şöyle bir elime alıp göz atma fırsatını yakalamıştım ama pek beğenmemiştim fakat işte içimdeki gaipten  gelen ''1 bölümde olsa yinede bak şu animesine' sesini kulak ardı edemedim ve YGS sınavı hazırlığı arasında aldım elime laptop'ı açtım Death Note'ı :D 

1 bölümünü bitirdikten sonra 2. 3. 4. derken,birde baktım müptelası olmuşum. Yani Raito (Light)  ve Ryuzaki  (L) varken animeye aşık olmamak mümkün mü ya. Normalde o güne kadar hep Sounen Ai türünde animeler izlemiş biriyim yani gizem,karmaşa hele hele polisiye asla benim bu derece sevebileceğim türler değildir ama işte Death Note farkını ortaya burda koyar ve sizi gerçekten memnun bırakır.Light ve L'in zeka kapıştırmalarını sanki bir satranç turnuvası izlermiş gibi  izlersiniz ve bu size ayrı bir zevk verir,her bölümde 'Acaba diğer bölümde ne yaşanacak' cümlesini kurmaktan kendinizi alamazsınız.Ve önemlisi başlarda çoğunuz Light'a aşık olsanızda sonrasında L L diye dolanırsınız ortalarda,hatta bu öyle ileriye giderki L gibi oturmaya başlarsınız.Animeyi gerçekten ciddiyetle izleyenlerin ayrıca hayatı artık tek yönlü bakmayacaklarınıda,daha geniş açılardan düşüneceklerini düşünüyorum.

Death Note'ın mangası o kadar çok tutmuşki dünya çapında satış rekorları kırabilmiş popüler mangalar arasında üst sıralarda yer alıyor.Düşünün Mangasının tüm serisi Türkçeye bile çevrilmiş ve kitapçılarda hala satılıyor o derece yani :D
Animesi dışında filmide yapılmış.Filmi tam anlamıyla bir fiyasko,hani ne kadar kötülesem azdır.Gerçekten animeyi izlediyseniz,filmini izlememenizi şiddetle ama şiddetle tavsiye etmiyorum,direk İZLEMEYİN OLUM O FİLMİ SAATLERİNİZE YAZIK ! diyorum.Hani bir şeyin içine bu kadar mı edilir diyesiniz geliyor.Gerçekten böyle muhteşem bir animeyi,filmle harcamışlar,yazık! Neyse daha fazla bahsetmek istemiyorum filminden.


Bundan sonrasını Animeyi izlemeyenlerin okumasını tavsiye etmiyorum çünkü spolier içeriyor yani animede yaşanan olaylardan bahsedeceğim.Ama aynı zamanda eminimki okumaya devam edeceksiniz :D



Animenin başlangıcını çok beğendiğim bir yorumla açıklamak istiyorum,bunu baya önceden okuduğum için şuanda tam hatırlayamasamda yorum şöyleydi: ''Hikayemiz ibne Ölüm meleği Ryuk'un sırf zevk olsun diye Ölüm Defterini dünyaya atmasıyla başlar''.Evet aynen böyle başlıyor,aslında ibne dediğime bakmayın Ryuk o animeye komedi getiren bir karakter,özellikle Ölüm Defterini almaya gelen diğer ölüm meleği nereye gitse onu takip ettiğinde ''Ya bıraksana peşimi,defter bende değil da,valla billa bilmiyorum defter nerde,bilsem söylemem mi?'' demesi (tabiki böyle demiyor ama bu kadar komik söylüyor :D) yada başka bir sahnede o ölüm meleğinin ağzını kapayarak ''Sus Sus bak alıp vereceğiz defteri sana'' demesi kahkalarla izlediğim sahneler arasındadır :D




Yagami Raito,2006 yıllarında yapılmış olan bir animeye göre fazlasıyla yakışıklı çizilmiş bir karakter.Animede birçok kızın peşinden koşması yada birçok sevgilisinin olması boşuna boşuna değil :D İlk başlarda Light'ın 'Dünya'yı pisliklerden,suçlulardan arındırma' görüşünü destekleyenlerden biriydim ama sonlara doğru psikpatlaşması hatta bu uğurda L'i bile gözü kırpmadan öldürtmesi işleri değiştirdi tabi.Ama ne bileyim böyle cool karakterleride ayrı bir severim :D 
Light cool bir karakter olduğu için sizi sürekli güldüren biri değil ama şu sahnede beni oldukça güldürmüştü: Light gece sokakta yürürken hiç beklemediği bir anda Misa arkadan 'Lighttttt!' diye bağırıp koşa koşa gelir ve Light arkasını döndüğünde birden bire Misa'yı kendi üzerine atlarken bulur ve Misa ile birlikte yere düşer,ondan sonrada şu tarihi sözleri söyler ''Hayatımda ilk defa  bir kızın ağzını burnunu kırmayı gerçekten  bu kadar çok istiyorum'' :D 
Bende son bölümlerde Light'ı Kira olarak fazlasıyla yetersiz bulanlardan biriyim.Animemizin koskoca Kira'sı son bölümlerde yapmaması gereken hatalar yapması fazlasıyla ironik.Hayır yani sen kalkıp zekanla L'i bile yenen adamsın da 2 tane sübyanla mı başa çıkamadın (Mello ve Near'ı da sevmiyor değilim aslında ama gerçekten durum bu).Animede yetersiz bulduğum bir başka noktada Light'ın ölüm sahnesi; bence çok fazla etkileyici değildi çünkü aşırı bağlandığım şeylerin sonu geldiğinde hüngür hüngür ağlayan biriyimdir ama ilk defa böyle bir şey yaşamadım , sanırım o sahnede çalan müzik etkilemedi beni :D 








Ve sıra geldi Ryuzaki yani namı-diğer L'e.Farklı insanlardan,farklı kişiliklerden fazlasıyla hoşlanan biriyim,dolayısıyla L'e kanımın kaynaması çok uzun sürmedi.Animeyi bitirdikten sonra sınıfımda dahi bir ara köpek stilinde oturup parmağımı ağzıma getirmişliğim var,o derece etkilendim yani anlatabiliyor muyum :D 
Animede ağladığım tek sahne vardı,o da L'in ölüm sahnesiydi.Gerçekten çok iyi kurgulanmış bir sahneydi çünkü önceki bölümlerde 'L ha öldü ölecek,bak bu bölümde ölecek'' filan diyorsunuz ama gerçekten öldüğü bölümde ''Oha hadi ama ölemezsin,bu bölümde olmaz,daha az önce Light'ın ayaklarını kuruluyordun sen'' diyorsunuz :D Ve gerçekten L,siz hiç beklemediğiniz biranda Light'ın kolları arasında ölüyor.Sonraki bölümlerde de manyak gibi ''Bak bu bölümde L çıkıp gelecek' flan diyorsunuz ama ne gelen var ne giden tabi.
Doğrusunu söylemek gerekirse,L'in Light'tan çok daha duygusal bir karaktere sahip olduğunu düşünüyorum.Bu durumda sanırım animede favori karakterimin o olmasını sağlayan etkenlerden biri.




L'in ölümünden sonra Death Note'ın reytingleri bir hayli düşmüş.Bu durum bence çok normal  çünkü Death Note ne L'siz nede Light'sız olmaz.Aynı şeyin Light önceden ölseydide olacağına eminim.Hani derler ya 'Siz birbiriniz için yaratılmışsınız' hah işte benim için Light ve L'de aynen öyle,tam birbirlerine göre yaratılmışlar (tabi farklı manalara çekmeyin bunu :D). Durum böyle olunca haliyle bu satranç turnuvasıda tek kişiyle sarmayacağında seyircininde ilgisini kaybetmiş ve denilene göre anime planlanandan daha erken bitirilmiş.

37 Bölümlük bu animeyi soluksuz izlediğinizi (yada izleyeceğinizi) düşünüyorum.
Okuyan herkese benden hayali bir Ryuk Elması :D



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder