24 Ocak 2013 Perşembe

Eğlenceli K-Pop Analizi


Bu yazı YGS çalışmaktan bunalan derste konuşacak başka bir şey kalmadığını anlayan 2 genç kız,Napopis ve Paraklit'in notlarıdır.

Bu notların hepsi ara ara yazıldığı için toplam yazılış süresi 1 ay gibi bir süreç. 1 ayda tamamlamamızın sebebi yazının üstüne çok titrediğimizden değil,tamamiyle üşengeçliğimizden dolayı :D
Bu yüzden bazı yazıların altında tarihler göreceksiniz.Bu tarihler o yazının o günde yazılmadığını gösterecek değil ya,tabiki o günde yazıldığını gösteriyor.Hatta işi abartıp hangi derste yazıldığınıda ekledik.Bu nottanda anlayacağınız üzere çılgın ve eğlenceli bir K-Pop analizine tanık olmak istiyorsanız,buyrun sizde konuğumuz olun ;)



İlk konuğumuz 2PM,genel olarak baktığımızda sevilecek bir grup.Onları dans ve şarkı söyleme yeteneği olarak iki ayrı grupta değerlendirirsek; dans konusunda pek iddialı olmasalarda şarkı söyleme konusunda gayet iyiler.En azından sadece bir Hands-Up açıp dinlediğinizde bile bunu anlayabilirsiniz.

Sıradaki konuğumuz 2PM'in bağrından kopup gelmiş olan Jay Park.Bu adamın müzik konusunda yeteneği olmadığı bir şey var mı ? (Etrafta Adana,Bursa,Ceyhan... nidaları yükselirken bunları yazmak  ayrı bir zevk veriyor insana :D).Neyse siz zaten merak edip hemen üstte yeni bir sekme açıp araştıracağınız için lafı uzatmaya gerek yok.Bu adam dansta da seste de müzikte de 1 numara !

Tarih: 11 Aralık 2012 - 5. Ders



Şarkıları,sesi,kendisi kısaca her şeyi mükemmele yakın olan birini arıyorsanız çokta dolanmanıza gerek yok,biz size söyleyelim K.Will.Sesi çok etkileyici olan sanatçılardan biri  - burada kliplerininde etkisi var mı onuda bilemiyoruz - :D

Hep erkek hep erkek nereye kadar birazda kızların - her ne kadar sektörde kalitelisi çok bulunmasada- dedikodusunu yapalım.Aklımıza ilk gelen grup T-ARA'dan bahsedelim.Onların slow şarkılarını hareketli parçalarından daha iyi bulduğumuzu itiraf etmeliyiz.Day By Day'in sound'u Britney Spears'ın Criminal şarkısından araklanmış olsada hoş bir şarkı.Birkaç ay önce  grup arasında yaşanan tatsızlıkları bir kenera atarsak, T-ARA çokta fena değil diyebileceğimiz gruplardan birisi.

K-Pop'un tabularını yıkan grup: Brown Eyed Girls.Güçlü vokalleriyle sesleri dinlenmeye değer bir grup ama sadece sesleri.Eğer sizde bizim gibi aşırı şeylerden (uçlardan) hoşlanmıyorsanız ne grubu tanıyın nede kliplerini izleyin.Fakat +19 konser düzenleyip bu konsere porno izleyerek hazırlandıklarını söyleme cesaretlerinden dolayı kendilerini takdir etmek lazım.Zira  bildiğimiz kadarıyla (boyxboy fan servisi hariç) hiçbir şirket bu tür saçma showlar düzenleme gereksinimi duymadı bugüne kadar.Ne dersiniz ileride diğer kız gruplarından da böyle şeyler görür müyüz ? :D

Tarih: 12 Aralık 2012 - 4. Ders




J-Min'in sesine aşık olmayan var mı ? SM şirketini takdir etmek lazım çünkü bu yıl çıkardıkları  tek düzgün ve saygıya değer sanatçı bu kız.Stand-Up şarkısı enlerimiz arasındadır. TTBY gibi güzel bir dizinin -başrolünü Minho'nun oynamasının büyük bir etkisi var- böyle harika bir OST'sini J-Min'in hazırlaması büyük bir şans ama aynı zamanda muhteşem bir solo sanatçının OST ile çıkış yapması büyük bir şanssızlık.Böylece SM'in sayısız haksızlıkları arasında bu da yerini almış oldu.

Muhteşem seslerden devam edip sahnemize şimdide Ali'yi davet ediyoruz.İçimizdeki çığlıklar bu kadının sesinde. OST'lerin sevdiğimiz bir yanıda,iyi bir sese sahip olmayanları bunları söyletmemeleri ve OST'leri güzel kılan kişilerden biride ALİ :)

Big Bang, Big Bang,dont stop... - T.O.P'nin sesi bir Tonight'ta ki bu kısımda, birde Lollipop'ta  Tİ  O Pi diyişinde hoştur herhalde. - Keşke T.O.P'nin sesini ilk kez Haru Haru'da duymasaydık :D  Böyle dediğimize bakmayın T.O.P'nin Big Bang'e farklı bir hava kattığı ortada - ama bizim için bu hava fısss- Sürekli aynı tip gruplar görmekten bıktıysanız BB tam sizlik bir grup,gerek showları gerek şarkıları  gerekse tarzlarıyla taklit eden değil,taklit edilen bir grup. (Napopis'in bu grubu beğenme sebebi T.O.P ile  SeungRi'nin sesi ve giyim tarzları hariç her şey,Paraklit ise hala sebebini aramakta :D). K-Pop'un tanınması için kanımızca birkaç grubun bilinmesi gerekir.*1 BB'de mutlaka bilinmesi gereken grupların başını çekiyor,son olarak GD'nin sözüyle harmanlanmış olan ''One Of A Kind is Big Bang'' deyip programımızı bugünlük burada bitiyoruz.
 *1: Bu gruplar : SHINee,Big Bang,Girls' Generation,Super Junior,TVXQ,2NE1,CNBLUE.

Tarih: 13 Aralık 2012 - 7. Ders




Uzun bir aradan sonra  tekrar brlikteyiz sevgili okuyucular.Haftanın ilk konuğu JJ Project (JB&JR).Hoş sesli JB ve kepçe kulaklı JR ile iyi bir kombine olmuş bu grup.İlk çıkış parçaları Bounce'u gerçekten hiç beğenmemiştik ama hani olur ya sevmediğiniz şarkıları bile dinledikçe seversiniz (klipler çok değerlidir ya,her düşünceye etki edebiliyorlar,uzatmaya gerek yok,klibin şarkıyı severken emekleri çoktur üstümüzde :D).Dersin ortasında  sıranın üstüne çıkıp kafanızı deli danalar gibi bir oyana bir buyana sallama gibi bir çatlaklık yapmak istiyorsanız Bounce'u dinleyin ;)

Trouble Makerlığımız tuttu,bizde sahnenin hoş bir ıslıkla dolmasını istediğimiz için HyunA ve HyunSeung'u kollarından bacaklarından tuta tuta getirdik programa :D İlk başta 'Ne oluyor lan,amcamız başkan,babamız başbakan' deselerde,bize sökmez,yemeyiz böyle şeyleri :D
(Bu arada Paraklit harbiden inandı şu başkan,başbakan olayına siz sakın inanmayın - Napopis :D) Şaka bir yana klibi dikkate almazsak,şarkı gerçekten güzel (Bu düşünce kesinlikle Paraklit'e ait,zaten o zorladı konuk olsunlar diye :D)Şarkının gerçek kalitesi hakkında pek yorum yapma taraftarı değiliz ama şu bir gerçekki Girl's Generation şarkıları gibi sevmesende diline takılıyor işte. (Paraklit ısrarla HyunA'dan da bahsedelim diyince Napopis dayanamaz ve istemesede bu Pikaçu'dan bahsetmek zorunda kalır).Aslında diyecek pek fazla söz yok.Trouble Maker'ı açın dinleyin ve hemen sonrasında HyunA cover'ı bir Gangnam Style açın dinleyin,playback'in babasını göreceksiniz :D

Tarih: 15 Aralık 2012 - 3. Ders



JYJ (Herkes normal olarak Ceyvaycey diye okuyor ama inatla Ciyici işte arkadaş :D)
Şimdi JaeJoong ve Junsu gibi inanılmaz seslere,Micky gibi müthiş bir oyuncuya (Allah için seside güzel)  olan bir grubun iyi bulunmayacak bir yanı olur mu ? olmaz,insan olanda bulamaz zaten :D
Tek sorunları gavur SM'in onları kısıtlamasıydı ama bu çözümde soruna kavuştuğuna göre artık dert yok tasa yok. (Söylemesi daha kolay tabi)
Şunu farkettik ki JYJ ne kadar kısıtlanırsa kısıtlansın hala Kore'de çok sevilen bir grup. Bu da demek oluyorki 'Ne tür problemler çıkarsa çıksın,siz elinizden geleni yapın çünkü emeklerinizin karşılığını er yada geç mutlaka alırsınzı'. Eğer ruhunuza işleyen sesler dinlemek istiyorsanız bu grubu da ekleyin listenize.

B.A.P  (Napopis başından beri bu grubu bekliyordu).Hip Hop'ı iliklerinize kadar hissettirebilecek bir grup.Üstelik bu adamlar dansta edebiliyorlar.No Mercy şarkılarında söyledikleri gibi onlar diğer çaylaklar gibi taklit etmiyorlar,özgünlüğün adını yazıyorlar.Ben Hip Hop'tan hoşlanmam deyip sakın atmayın bu grubu bir kenara çünkü grup çok yönlü fonksiyonlardan oluşuyor bu yüzden şaşırtıcı derecede hoş ses sahip üyelerde var.Neyse biz çok konuşmayalım,açın bir B.A.P şarkısı onlar konuşsun ;)

f(x) kızlarını aldık yanımıza başladıkk bir  yeni bir gruba (dersin anlam ve önemini ifade edebilecek bir grup çünkü ders matematik :D). Bu grubun seviyoruz,gerek müzik gerek danslarıyla kaliteli bir grup.Onları ilk SHINee ile düetleri olan 'Lollipop' şarkısıyla tanıdık ve Key dışında diğer rap yapan kişinin (Amber'ın) kız olduğunu öğrenince ufak çağlı bir şok yaşadık çünkü görünümünü geçtik,seside çok erkesi olan biri.Çoğu kişinin söylediğinin aksine bizfce bu grup K-Pop'ta ender bulunan kaliteli kız gruplarından biri,dinlemeniz için size birçok şarkılarını önerebiliriz ama sanırım 'Beautiful Starnger' şarkısı en doğru karar olur bu doğrultuda. Matematiğe farklı bakmanızı sağlayacak olan bir grup f(x) demek isterdik ama matematik ne yaparsanız yapın sizin için aynı zulüm olacak :D

Tarih: 25 Aralık 2012 - 8. Ders
Evet Evet Evet CNBLUE'yu unutur muyuz hiç  ;) 
Gerek üyeleri,gerek şarkıları,gerek her şeyi ile fazla iyi bir grup. (Şuanda ders çalışmamız gerekirken neden böyle şeylerle uğraştığımızı bizde anlamış değiliz :D) K-Rock gruplarının başını çeken CNBLUE'nun genellikle The Gazette gibi J-Rock grupları ile kıyaslandığınız görüyoruz.Herkesin zevki farklıdır tabi,bu konuda Napopis ve Paraklit olarak ikimizde ters düşünüyoruz.Paraklit K-Rock gruplarını çok daha iyi görürken,Napopis J-Rock gruplarını daha iyi buluyor. (Paraklit ÇTDT kitabıyla cebelleşirken,Napopis kahkahalara boğuluyor,tabi bu durumun sınav anında tam tersine döneceği aşikar :D)Öyle yada böyle kabul etmek gerekirki CNBLUE K-Rock adını tüm dünyaya duyurmuş bir grup.Bulundukları konumu sonuna kadar hakediyorlar. Rock sevenleriniz varsa içinizde bir dinleyin deriz.Öneri isterseniz 'Hey You' deriz.

Kore'nin divasına geldik bir alkış yok mu ? (şak şak şak şak şuk şuk şuk şuk) Best Of Asia yani BoA.Napopis bu harika kadının bir hayranı.Paraklit ise Napopis'in zoruyla dinliyor onu :D BoA sanat icra etme konusunda çoğu genç şarkıcıya  taş söktüren biri. 12 yıllık sanat hayatını büyük başarılarla ve inanılmaz şarkılarla doldurmuş biri.Solo çok kadın şarkıcı görürsünüz ama solo olarak çok kadın dansçı göremezsiniz,işte BoA burda bile farkını ortaya koyan biri.İnanın harika dans ediyor,onu izlemekten büyük zevk alırsınız.Neyse artık daha fazla şey söylememize gerek yok dimi açın bakın şu kadına :D

Çok iyi olmasına rağmen henüz pekte keşfedilmemiş gruplar olur ya hani işte bunlarda malesef onlardan biri,onlar U-KISS. Aslına bakarsanız onları tanıdığımız pek söylenemez,ne üyelerini biliriz nede Baby Dont Cry hariç bir şarkısını dinlemişliğimiz var ama bu şarkı bile onların ne kadar iyi bir grup olduklarını kanıtlar nitelikte.Yanlış hatırlamıyorsak üyelerinden biri Amerika'da   çok iyi bir üniversite kazanmıştı yani hem müzikte hemde derslerde çok iyi olan üyeleri var :D 
Şuanda yeni gruplar tanımaya pek vaktimiz yok ama en kısa zamanda bu grubu daha iyi araştıracağiz,böyle yetenekler harcanmamalı.

En iyiler hep en sona saklanır.Sıra geldi Shinhwa'ya. 14 yıllık bir K-Pop grubundan bahsetmek ayrı bir zevk veriyor insana.Kendilerini 'Venus' şarkısıyla tanıdık ve farkettik ki şuanda piyasada üstlerde olan K-Pop gruplarının hepsinden daha iyiler -Tamam çok abartmış olabilirz- :D Napopis hayatında ilk kez SHINee dışında bir grubun albümündeki tüm şarkıları dinlemiş oldu bu grup sayesinde (Shinhwa'nın The Return albümünden bahsediyoruz bu arada).Albümdeki tüm şarkılar inanılmaz iyi ama favori şarklarımız 'Hurts ve Let it go'. O şarkılar içimizde çok yoğun hisler uyandırdılar.Son olarak hala Shinhwa'yı tanımak için hiç geç değil,işe The Return albümünden birkaç parça dinleyerek başlayabilirsiniz.

Tarih: 13 Ocak 2013





Acısıyla tatlısıyla bu programımızın sonuna gelmiş bulunmaktayız :D

Programımıza çok sevmemize rağmen 2 özel konuğu davet etmedik,bunlar SHINee ve 2NE1.
2NE1'ı davet etmememizin sebebi,onları daha öncede davet etmiş olmamız,eee bizdede para bir yere kadar ucuz değil yani koskaca kraliçeleri programa 2. kez getrtmek :D
SHINee ise başlı başına bir konuk olduğu için onlara özel program yapacağız,prenslerede bu yakışır dimi ? :)

Şu süreç içerisinde Napopis ve Paraklit olarak bizler çok eğlendik,umaruz sizde bu eğlenceden bir pay almış olarak bu yazıyı okumayı tamamlamış olursunuz.

İmza - Trabzon Belediyesi Su İşleri Müdürlüğü






16 Ocak 2013 Çarşamba

Ölüm Defteri Benim Elimde

Anime severlerimiz bilir 'Ölüm Defteri'nin yada diğer adıyla 'Death Note'ın ne demek olduğunu.
Yazıma nerden başlayacağımı tam olarak karar veremedim ama aklım anime bölümlerinde,elimde klavyede dökeceğiz artık buraya birkaç cümle (!) 


Death Note'ı izlemeden önce ne yalan söyliyeyim biraz ön yargılıydım çünkü animenin mangasını önceden şöyle bir elime alıp göz atma fırsatını yakalamıştım ama pek beğenmemiştim fakat işte içimdeki gaipten  gelen ''1 bölümde olsa yinede bak şu animesine' sesini kulak ardı edemedim ve YGS sınavı hazırlığı arasında aldım elime laptop'ı açtım Death Note'ı :D 

1 bölümünü bitirdikten sonra 2. 3. 4. derken,birde baktım müptelası olmuşum. Yani Raito (Light)  ve Ryuzaki  (L) varken animeye aşık olmamak mümkün mü ya. Normalde o güne kadar hep Sounen Ai türünde animeler izlemiş biriyim yani gizem,karmaşa hele hele polisiye asla benim bu derece sevebileceğim türler değildir ama işte Death Note farkını ortaya burda koyar ve sizi gerçekten memnun bırakır.Light ve L'in zeka kapıştırmalarını sanki bir satranç turnuvası izlermiş gibi  izlersiniz ve bu size ayrı bir zevk verir,her bölümde 'Acaba diğer bölümde ne yaşanacak' cümlesini kurmaktan kendinizi alamazsınız.Ve önemlisi başlarda çoğunuz Light'a aşık olsanızda sonrasında L L diye dolanırsınız ortalarda,hatta bu öyle ileriye giderki L gibi oturmaya başlarsınız.Animeyi gerçekten ciddiyetle izleyenlerin ayrıca hayatı artık tek yönlü bakmayacaklarınıda,daha geniş açılardan düşüneceklerini düşünüyorum.

Death Note'ın mangası o kadar çok tutmuşki dünya çapında satış rekorları kırabilmiş popüler mangalar arasında üst sıralarda yer alıyor.Düşünün Mangasının tüm serisi Türkçeye bile çevrilmiş ve kitapçılarda hala satılıyor o derece yani :D
Animesi dışında filmide yapılmış.Filmi tam anlamıyla bir fiyasko,hani ne kadar kötülesem azdır.Gerçekten animeyi izlediyseniz,filmini izlememenizi şiddetle ama şiddetle tavsiye etmiyorum,direk İZLEMEYİN OLUM O FİLMİ SAATLERİNİZE YAZIK ! diyorum.Hani bir şeyin içine bu kadar mı edilir diyesiniz geliyor.Gerçekten böyle muhteşem bir animeyi,filmle harcamışlar,yazık! Neyse daha fazla bahsetmek istemiyorum filminden.


Bundan sonrasını Animeyi izlemeyenlerin okumasını tavsiye etmiyorum çünkü spolier içeriyor yani animede yaşanan olaylardan bahsedeceğim.Ama aynı zamanda eminimki okumaya devam edeceksiniz :D



Animenin başlangıcını çok beğendiğim bir yorumla açıklamak istiyorum,bunu baya önceden okuduğum için şuanda tam hatırlayamasamda yorum şöyleydi: ''Hikayemiz ibne Ölüm meleği Ryuk'un sırf zevk olsun diye Ölüm Defterini dünyaya atmasıyla başlar''.Evet aynen böyle başlıyor,aslında ibne dediğime bakmayın Ryuk o animeye komedi getiren bir karakter,özellikle Ölüm Defterini almaya gelen diğer ölüm meleği nereye gitse onu takip ettiğinde ''Ya bıraksana peşimi,defter bende değil da,valla billa bilmiyorum defter nerde,bilsem söylemem mi?'' demesi (tabiki böyle demiyor ama bu kadar komik söylüyor :D) yada başka bir sahnede o ölüm meleğinin ağzını kapayarak ''Sus Sus bak alıp vereceğiz defteri sana'' demesi kahkalarla izlediğim sahneler arasındadır :D




Yagami Raito,2006 yıllarında yapılmış olan bir animeye göre fazlasıyla yakışıklı çizilmiş bir karakter.Animede birçok kızın peşinden koşması yada birçok sevgilisinin olması boşuna boşuna değil :D İlk başlarda Light'ın 'Dünya'yı pisliklerden,suçlulardan arındırma' görüşünü destekleyenlerden biriydim ama sonlara doğru psikpatlaşması hatta bu uğurda L'i bile gözü kırpmadan öldürtmesi işleri değiştirdi tabi.Ama ne bileyim böyle cool karakterleride ayrı bir severim :D 
Light cool bir karakter olduğu için sizi sürekli güldüren biri değil ama şu sahnede beni oldukça güldürmüştü: Light gece sokakta yürürken hiç beklemediği bir anda Misa arkadan 'Lighttttt!' diye bağırıp koşa koşa gelir ve Light arkasını döndüğünde birden bire Misa'yı kendi üzerine atlarken bulur ve Misa ile birlikte yere düşer,ondan sonrada şu tarihi sözleri söyler ''Hayatımda ilk defa  bir kızın ağzını burnunu kırmayı gerçekten  bu kadar çok istiyorum'' :D 
Bende son bölümlerde Light'ı Kira olarak fazlasıyla yetersiz bulanlardan biriyim.Animemizin koskoca Kira'sı son bölümlerde yapmaması gereken hatalar yapması fazlasıyla ironik.Hayır yani sen kalkıp zekanla L'i bile yenen adamsın da 2 tane sübyanla mı başa çıkamadın (Mello ve Near'ı da sevmiyor değilim aslında ama gerçekten durum bu).Animede yetersiz bulduğum bir başka noktada Light'ın ölüm sahnesi; bence çok fazla etkileyici değildi çünkü aşırı bağlandığım şeylerin sonu geldiğinde hüngür hüngür ağlayan biriyimdir ama ilk defa böyle bir şey yaşamadım , sanırım o sahnede çalan müzik etkilemedi beni :D 








Ve sıra geldi Ryuzaki yani namı-diğer L'e.Farklı insanlardan,farklı kişiliklerden fazlasıyla hoşlanan biriyim,dolayısıyla L'e kanımın kaynaması çok uzun sürmedi.Animeyi bitirdikten sonra sınıfımda dahi bir ara köpek stilinde oturup parmağımı ağzıma getirmişliğim var,o derece etkilendim yani anlatabiliyor muyum :D 
Animede ağladığım tek sahne vardı,o da L'in ölüm sahnesiydi.Gerçekten çok iyi kurgulanmış bir sahneydi çünkü önceki bölümlerde 'L ha öldü ölecek,bak bu bölümde ölecek'' filan diyorsunuz ama gerçekten öldüğü bölümde ''Oha hadi ama ölemezsin,bu bölümde olmaz,daha az önce Light'ın ayaklarını kuruluyordun sen'' diyorsunuz :D Ve gerçekten L,siz hiç beklemediğiniz biranda Light'ın kolları arasında ölüyor.Sonraki bölümlerde de manyak gibi ''Bak bu bölümde L çıkıp gelecek' flan diyorsunuz ama ne gelen var ne giden tabi.
Doğrusunu söylemek gerekirse,L'in Light'tan çok daha duygusal bir karaktere sahip olduğunu düşünüyorum.Bu durumda sanırım animede favori karakterimin o olmasını sağlayan etkenlerden biri.




L'in ölümünden sonra Death Note'ın reytingleri bir hayli düşmüş.Bu durum bence çok normal  çünkü Death Note ne L'siz nede Light'sız olmaz.Aynı şeyin Light önceden ölseydide olacağına eminim.Hani derler ya 'Siz birbiriniz için yaratılmışsınız' hah işte benim için Light ve L'de aynen öyle,tam birbirlerine göre yaratılmışlar (tabi farklı manalara çekmeyin bunu :D). Durum böyle olunca haliyle bu satranç turnuvasıda tek kişiyle sarmayacağında seyircininde ilgisini kaybetmiş ve denilene göre anime planlanandan daha erken bitirilmiş.

37 Bölümlük bu animeyi soluksuz izlediğinizi (yada izleyeceğinizi) düşünüyorum.
Okuyan herkese benden hayali bir Ryuk Elması :D